4 4 4 eğitim sistemi hangi kanun ?

Adalet

New member
[color=]4+4+4 Eğitim Sistemi: Sosyal Eşitsizlikler ve Toplumsal Yapılar Üzerine Bir Analiz[/color]

Eğitim sistemlerinin sosyal yapılar üzerindeki etkileri üzerine düşünmek, hepimiz için önemli bir farkındalık yaratabilir. Bir eğitim sisteminin şekli, aslında toplumda var olan güç ilişkilerini, sınıf farklarını, ırksal ve cinsiyet temelli eşitsizlikleri nasıl ürettiğini ya da dönüştürdüğünü doğrudan etkileyebilir. 4+4+4 eğitim sistemi, Türkiye’de 2012 yılında kabul edilen ve ilkokuldan lise sonrasına kadar uzanan eğitimdeki düzenlemeyi belirleyen önemli bir değişiklikti. Ancak bu sistem, sadece eğitim politikalarıyla ilgili değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi derin sosyal faktörlerle de bağlantılıdır. Gelin, 4+4+4 sisteminin bu bağlamdaki etkilerini inceleyelim.

Bu konuda hem kişisel deneyimlerimden hem de akademik araştırmalardan yararlanarak, eğitimdeki eşitsizliklerin toplumsal yapılarla nasıl iç içe geçtiğini anlatmaya çalışacağım. Eğitimin sadece bireysel başarıya değil, toplumsal sınıf farklarına, cinsiyet rollerine ve ırksal ayrımcılığa dayalı dinamiklere nasıl hizmet ettiğini anlamak, toplumu daha adil bir yere taşımanın ilk adımı olabilir.

[color=]4+4+4 Eğitim Sistemi Nedir?[/color]

4+4+4 sistemi, Türkiye’de 2012 yılında kabul edilen ve ilkokuldan liseye kadar uzanan eğitim sürecini yeniden düzenleyen bir kanundur. Bu düzenlemeyle, zorunlu eğitim süresi 12 yıla çıkarılmış ve eğitim üç kademeye bölünmüştür: İlkokul (4 yıl), Ortaokul (4 yıl) ve Lise (4 yıl). Bu sistemin amacı, eğitimdeki süreyi uzatarak daha kapsamlı bir eğitim vermekti. Ancak, sistemin içerdiği yapısal değişiklikler ve uygulama biçimi, toplumun farklı kesimlerinde sosyal eşitsizlikleri daha da derinleştiren sonuçlar doğurmuştur.

[color=]Eğitimde Toplumsal Cinsiyet ve Sınıf Farklılıkları[/color]

4+4+4 sisteminin cinsiyet temelli etkilerine bakıldığında, kız çocuklarının eğitim sürecindeki yerinin yeniden şekillendiğini görüyoruz. Özellikle kırsal kesimlerde ve muhafazakâr ailelerde, bu sistemle birlikte kız çocuklarının okula devam etme oranları, erkeklere kıyasla daha düşük kalmaktadır. Eğitimde cinsiyet eşitsizliği, yalnızca kız çocuklarının okula gitmemesiyle sınırlı değildir; aynı zamanda eğitim boyunca öğrencilere dayatılan toplumsal cinsiyet rolleri de bu eşitsizliği pekiştirmektedir.

Kadınların bu eşitsizliğe karşı duyduğu empatik hassasiyet, toplumsal yapıların ve eşitsizliklerin ne kadar derinlemesine etkiler yarattığını gösteriyor. Kadınların eğitimde eşit haklara sahip olabilmesi, yalnızca okula gitme oranlarıyla değil, aynı zamanda eğitimdeki fırsat eşitliğiyle de ilgilidir. 4+4+4 sistemi, bazı yerlerde kız çocuklarını erken yaşta evlendirme gibi uygulamaları daha da körükleyerek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini artırmıştır. Özellikle muhafazakâr bölgelerde kız çocuklarının eğitimden önce evlenmeleri, eğitim sürecinin dışına çıkmalarına neden olmaktadır. Bu durum, kadınların eğitim hakları konusunda toplumsal yapıların ne kadar baskın olduğunun bir göstergesidir.

Bir diğer önemli faktör ise sınıf farklarının eğitim üzerindeki etkileridir. 4+4+4 sisteminde, ücretsiz ve zorunlu eğitim hakkı sunulsa da, kırsal ve düşük gelirli ailelerin çocukları genellikle bu hizmetten tam anlamıyla yararlanamamaktadır. Örneğin, maddi yetersizlikler, okuldan önceki hazırlık ve okul sonrası destek gibi unsurlar, eğitimdeki fırsat eşitsizliklerini daha belirgin hale getirebilir. Bu sınıf farkları, özellikle eğitimdeki başarıyı doğrudan etkileyen unsurlar arasında yer alır. Eğitimde fırsat eşitsizliğinin sınıf temelli yansımaları, öğrencilerin gelecekteki meslek yaşamlarını da büyük ölçüde şekillendirir.

[color=]Irk ve Etnik Kimliklerin Eğitimdeki Yeri[/color]

4+4+4 sisteminin etkileri sadece toplumsal cinsiyet ve sınıfla sınırlı kalmaz. Özellikle etnik kimlikler, eğitimdeki eşitsizliklerin bir diğer boyutunu oluşturur. Türkiye’deki Kürt çocukları, Roman çocuklar gibi etnik grupların eğitimde karşılaştığı zorluklar, bu sosyal yapının eğitimde nasıl ayrımcılığı pekiştirdiğini gösteriyor. Eğitimdeki eşitsizlikler, etnik kimliklerin çoğu zaman göz ardı edilmesi ve bu kimliklere sahip çocukların eğitimde dışlanması gibi sorunları doğurur.

4+4+4 sistemi, etnik kimliklere duyulan hassasiyeti ya da farklılıkları dikkate almadığı için, bu çocuklar için dezavantajlı bir durum yaratmaktadır. Eğitim, sadece okul sıralarında verilen bilgilerle değil, aynı zamanda öğrencilerin kimliklerini tanıyan, kabul eden ve destekleyen bir ortamda gerçekleşmelidir. Ancak çoğu zaman, eğitim sistemi bu kimlikleri göz ardı ederek bir tür kültürel homojenlik yaratmaya çalışır. Bu da, etnik kimlikleriyle özdeşleşmiş çocukların okulda kendilerini yabancı hissetmelerine yol açar.

Erkeklerin genellikle çözüm odaklı yaklaşımlar sergileyerek, bu tür yapısal eşitsizliklerin daha fazla çözülmesi gerektiğini savunduklarını gözlemledim. Eğitimde eşitlik sağlanmasının, sadece politikalarda değil, aynı zamanda okul kültüründe de köklü bir değişim gerektirdiği açıktır.

[color=]Toplumsal Yapılar ve Eğitim: Geleceğe Dair Sorular[/color]

4+4+4 sisteminin eğitimdeki toplumsal cinsiyet, sınıf ve ırk gibi faktörlerle nasıl ilişkilendiğini incelediğimizde, bu sistemin eğitimdeki eşitsizlikleri derinleştiren bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Bu sistemin daha adil bir eğitim modeli sunabilmesi için, toplumsal yapılar ve normlar göz önünde bulundurulmalıdır.

Eğitimdeki bu eşitsizlikleri aşmak için ne gibi yapısal değişiklikler gereklidir? 4+4+4 sistemi, sadece çocukların eğitim hakları açısından değil, aynı zamanda toplumsal eşitsizliğe karşı nasıl bir duruş sergileyebilir? Eğitimin içeriğini, öğrencilerin kimliklerini tanıyan bir yaklaşım nasıl oluşturulabilir? Bu sorular, yalnızca eğitimcilerin değil, toplumun her kesiminin düşünmesi gereken sorulardır.

Son olarak, 4+4+4 sistemi toplumdaki eşitsizlikleri ortadan kaldırabilir mi? Yoksa bu sistem, toplumsal normların ve yapısal eşitsizliklerin daha da pekişmesine mi yol açacak? Bu soruları daha derinlemesine incelemek, adil bir eğitim sistemi kurmak adına atılması gereken ilk adımlar olabilir.